Politik kundakçılar: ‘Help Turkey’ kimden yardım istiyor?..
Politik kundakçılar: ‘Help Turkey’ kimden yardım istiyor?..
04 Agustos 2021
Nedret Ersanel
Orman yangınları iç-dış muhalefeti heyecanlandırmış görünüyor. Bir ‘ateş basması’ var. İktidara buradan ve beraber gidilir düşünüyorlar.. Histeri sayabiliriz…
Karıştırmayalım; bir yangınla mücadele var, bir yangınla mücadelede eksikler var, bir de bunların üzerinden, yani ormanlarımızı ve insanlarımızı kaybetmenin getirdiği ağır üzüntüleri, ellerini ‘ciğerlerimize’ sokarak iyice kanatan yerli-yabancı vampirler var…
Yerküre’de yaşanan yaygın yangınlar, Türkiye’deki seri yangınların nasıl çıktığı konusunda ‘iklim değişikliği’ üzerinden makul ve ikna edici yanıt oluşturuyorsa mesele yok. Bu halde dahi, ‘arkasında’ bir şey olup-olmadığını soruşturmak devletin, merak/takip etmek bizim görevimizdir…
Daha önce kimi ülkelerin,-örneğin Yunanistan’ın-terör örgütü PKK’nın da orman yaktığını biliyoruz. ‘Bu sefer de öyle oldu’ anlamına gelmiyor bu. Ama PKK’nın yapmış olması da kimseyi şaşırtmaz. Yapmadıklarını üstlendikleri dahi vardır.
Kamuoyunu tatmin edecek biçimde araştırılıp, var ise faillerin ve arkasındakilerin ortaya çıkarılması gerekiyor. Yapılacak işler konusunda ikincil sıraya atılacak konu değil bu. Cepte…
***
Bu bağlamda önce sosyal, ardından konvansiyonel medyaya sirayet eden “Help Turkey” tartışmasını da yangınların neresine oturtacağımızı kestirmemiz gerekiyor…
Eğer siyasi iktidarı yangın felaketine savurmak için politik kundakçılık söz konusuysa, ormanları yakanlarla buradan kaptıkları çıraları Ankara’ya savuranların aynılığını söylemek gerekiyor…
Ağır afetler tüm iktidarlar için sıra dışı sınavlardır ve mücadele süreçlerinde gösterdikleri refleksler kimi zaman etkili kimi zaman doğru olmayan sonuçlar doğurur.
Kuşkusuz cari hükümet de yüzden fazla yerde ve hacimli yangınla mücadele için çok sayıda karar ve talimat verdi. Bunların hakim çoğunluğu işe yaradı, bir kısmı da tartışmalıdır. Tartışılıyor da. Şu anda da mücadele devam ediyor…
Bir ülkenin hazırlıkları, olağanüstü halleri, büyük afetleri, sıra dışı katastrofları karşılamada her zaman kafi gelmeyebilir. Örneklerine dünyanın her yerinde her gün sayısız şahit oluyoruz. Bunlar da eleştirilebilir.
Hemen bir merak konusunu da ben yazayım; hava kuvvetleri kabiliyet, imkân ve tecrübeleri bu denli gelişmiş, uluslararası çapta başarılı, yine bu alandaki teknolojik gelişmişliği, hatta İHA/SİHA gibi çoklu bilimsel disiplin ortamında lider bir ülke, nasıl oluyor da bu yüksek avantajlarını orman yangınlarında kullanamıyor?
Çoğaltılabilir.. Uçaklar ve kurumlara ilişkin tenkitler de yanıtlanmalıdır.
Ama…
***
Kritik veya muhalefet yapmayı, bu türden ülke menfaatlerine yöneltecek akla evriltmek yerine, felaketle ilgisi olmayan çay poşetlerine, ‘illa şuradan buradan yardım alın” türünden-ki alınıyor-, çapsız ve kalitesiz ısırmalara, aleni ve adi provokasyonlara indirirseniz işin rengi değişir.
Bu tartışmayı yanan ağaçlarımız gibi köklerle tutunduğumuz toprağın esenliği için yapmak yerine, siyasi temenniler, beklentiler yolunda istismara yuvarlarsanız, “help Turkey” ne demektir bunun üzerine düşünmeye davet edenlerin haklı çıkarımlarını da yutmak zorunda kalırsınız…
Tekrar yazıyorum, daha ilk satırlarda ayırdık, bunun yangınla mücadele ve eksiklikleri ile ilgisi yoktur.
***
Pek merhametli olmasa da, ‘yapılan işin yüzde 99’u doğru, bir neden yok’ diye dahi sorulabilir. Ama bu şekilde olmaz. Olamaz!..
Bir, kendi ülkesinin onurunu kırarak bu işler toparlanamaz. İki, ‘Help Turkey’in, Ankara hükümetine topyekûn siyasi saldırıya dönüşmediğini, ele geçen ne varsa, mühimmat olarak kin kovasına boca edilmediğini kim söyleyebilir?..
Yani siyasi çıkar ve temenniler uğruna, siyasi erk erisin, bitsin için ormanlarının yanmasını vesile, kullanışlı sayan akla ne isim verilebilir?
Ha, bu etiket altında gayet masumane yazıp çizilenler de mi yanlıştır? Elbette ilk grup kadar değil ama üzüldüğünüz için yazıp-çizdiğiniz şeylerin bir başka aklın edevatı haline geldiğini, onun doğal uzantısına dönüştüğünü görmeme durumu da kabahatlidir.
Nihayet, bu felaketi siyasi emelleri için vesile sayanlar, ortaya çıkan tablonun “help Turkey”in ulaştığı adreslerin işine gelebileceğini, hatta bizzat o adresler eliyle yaratılmış olabileceğini de herhalde biliyor olmaları lazım gelir. Bu durumda onlar için ne diyeceğiz?..
Bu kadar acı ve yakın siyasi tarih tecrübesi olan bir milletten-hangi görüşten olursa olsun-ortak feraset beklemek aşırı iyimserlik mi sayılıyor?..
Yangın sürecinde ortaya çıkan, tek tek saymayayım şimdi, ayrıştırma tuzaklarının anlamı ne? Olayla ilgileri ne? Yangın ile mücadelede şehit olan-hakları ödenmez-kardeşlerimizle ilgisi ne? Uluslararası veya yerli basında bu zamanlamayla ortaya çıkan/belirginleşen haberlerin, analizlerin sinsiliğiyle bunları nasıl buluşturmayalım? Kör derler adama! (Mesela, “Cracks are growing in the Erdogan regime”, Foreign Policy, 23/07.)
Siyasi ve sosyal hayatımızda yakın dönemde yaşanmış tüm toksik gelişmeleri kronolojik olarak sıraladığımızda sadece hükümeti değil, Türkiye’yi rendelemeye yönelik bir zemin/altlık yapma hedefi var. Bunlara aman vermeden yangını söndürmemiz gerekiyor.
Orman yangınlarının aleviyle tutuşturulan bir politik kundakçılık vardır. Doğal olarak, ’Help Turkey’i besleyen aklın siyasi hedefi var ise, dışarıdan beklediği yardımın yangınla mücadele ekipmanı olmadığını söyleyebiliriz.
Karıştırmayalım; bir yangınla mücadele var, bir yangınla mücadelede eksikler var, bir de bunların üzerinden, yani ormanlarımızı ve insanlarımızı kaybetmenin getirdiği ağır üzüntüleri, ellerini ‘ciğerlerimize’ sokarak iyice kanatan yerli-yabancı vampirler var…
Yerküre’de yaşanan yaygın yangınlar, Türkiye’deki seri yangınların nasıl çıktığı konusunda ‘iklim değişikliği’ üzerinden makul ve ikna edici yanıt oluşturuyorsa mesele yok. Bu halde dahi, ‘arkasında’ bir şey olup-olmadığını soruşturmak devletin, merak/takip etmek bizim görevimizdir…
Daha önce kimi ülkelerin,-örneğin Yunanistan’ın-terör örgütü PKK’nın da orman yaktığını biliyoruz. ‘Bu sefer de öyle oldu’ anlamına gelmiyor bu. Ama PKK’nın yapmış olması da kimseyi şaşırtmaz. Yapmadıklarını üstlendikleri dahi vardır.
Kamuoyunu tatmin edecek biçimde araştırılıp, var ise faillerin ve arkasındakilerin ortaya çıkarılması gerekiyor. Yapılacak işler konusunda ikincil sıraya atılacak konu değil bu. Cepte…
***
Bu bağlamda önce sosyal, ardından konvansiyonel medyaya sirayet eden “Help Turkey” tartışmasını da yangınların neresine oturtacağımızı kestirmemiz gerekiyor…
Eğer siyasi iktidarı yangın felaketine savurmak için politik kundakçılık söz konusuysa, ormanları yakanlarla buradan kaptıkları çıraları Ankara’ya savuranların aynılığını söylemek gerekiyor…
Ağır afetler tüm iktidarlar için sıra dışı sınavlardır ve mücadele süreçlerinde gösterdikleri refleksler kimi zaman etkili kimi zaman doğru olmayan sonuçlar doğurur.
Kuşkusuz cari hükümet de yüzden fazla yerde ve hacimli yangınla mücadele için çok sayıda karar ve talimat verdi. Bunların hakim çoğunluğu işe yaradı, bir kısmı da tartışmalıdır. Tartışılıyor da. Şu anda da mücadele devam ediyor…
Bir ülkenin hazırlıkları, olağanüstü halleri, büyük afetleri, sıra dışı katastrofları karşılamada her zaman kafi gelmeyebilir. Örneklerine dünyanın her yerinde her gün sayısız şahit oluyoruz. Bunlar da eleştirilebilir.
Hemen bir merak konusunu da ben yazayım; hava kuvvetleri kabiliyet, imkân ve tecrübeleri bu denli gelişmiş, uluslararası çapta başarılı, yine bu alandaki teknolojik gelişmişliği, hatta İHA/SİHA gibi çoklu bilimsel disiplin ortamında lider bir ülke, nasıl oluyor da bu yüksek avantajlarını orman yangınlarında kullanamıyor?
Çoğaltılabilir.. Uçaklar ve kurumlara ilişkin tenkitler de yanıtlanmalıdır.
Ama…
***
Kritik veya muhalefet yapmayı, bu türden ülke menfaatlerine yöneltecek akla evriltmek yerine, felaketle ilgisi olmayan çay poşetlerine, ‘illa şuradan buradan yardım alın” türünden-ki alınıyor-, çapsız ve kalitesiz ısırmalara, aleni ve adi provokasyonlara indirirseniz işin rengi değişir.
Bu tartışmayı yanan ağaçlarımız gibi köklerle tutunduğumuz toprağın esenliği için yapmak yerine, siyasi temenniler, beklentiler yolunda istismara yuvarlarsanız, “help Turkey” ne demektir bunun üzerine düşünmeye davet edenlerin haklı çıkarımlarını da yutmak zorunda kalırsınız…
Tekrar yazıyorum, daha ilk satırlarda ayırdık, bunun yangınla mücadele ve eksiklikleri ile ilgisi yoktur.
***
Pek merhametli olmasa da, ‘yapılan işin yüzde 99’u doğru, bir neden yok’ diye dahi sorulabilir. Ama bu şekilde olmaz. Olamaz!..
Bir, kendi ülkesinin onurunu kırarak bu işler toparlanamaz. İki, ‘Help Turkey’in, Ankara hükümetine topyekûn siyasi saldırıya dönüşmediğini, ele geçen ne varsa, mühimmat olarak kin kovasına boca edilmediğini kim söyleyebilir?..
Yani siyasi çıkar ve temenniler uğruna, siyasi erk erisin, bitsin için ormanlarının yanmasını vesile, kullanışlı sayan akla ne isim verilebilir?
Ha, bu etiket altında gayet masumane yazıp çizilenler de mi yanlıştır? Elbette ilk grup kadar değil ama üzüldüğünüz için yazıp-çizdiğiniz şeylerin bir başka aklın edevatı haline geldiğini, onun doğal uzantısına dönüştüğünü görmeme durumu da kabahatlidir.
Nihayet, bu felaketi siyasi emelleri için vesile sayanlar, ortaya çıkan tablonun “help Turkey”in ulaştığı adreslerin işine gelebileceğini, hatta bizzat o adresler eliyle yaratılmış olabileceğini de herhalde biliyor olmaları lazım gelir. Bu durumda onlar için ne diyeceğiz?..
Bu kadar acı ve yakın siyasi tarih tecrübesi olan bir milletten-hangi görüşten olursa olsun-ortak feraset beklemek aşırı iyimserlik mi sayılıyor?..
Yangın sürecinde ortaya çıkan, tek tek saymayayım şimdi, ayrıştırma tuzaklarının anlamı ne? Olayla ilgileri ne? Yangın ile mücadelede şehit olan-hakları ödenmez-kardeşlerimizle ilgisi ne? Uluslararası veya yerli basında bu zamanlamayla ortaya çıkan/belirginleşen haberlerin, analizlerin sinsiliğiyle bunları nasıl buluşturmayalım? Kör derler adama! (Mesela, “Cracks are growing in the Erdogan regime”, Foreign Policy, 23/07.)
Siyasi ve sosyal hayatımızda yakın dönemde yaşanmış tüm toksik gelişmeleri kronolojik olarak sıraladığımızda sadece hükümeti değil, Türkiye’yi rendelemeye yönelik bir zemin/altlık yapma hedefi var. Bunlara aman vermeden yangını söndürmemiz gerekiyor.
Orman yangınlarının aleviyle tutuşturulan bir politik kundakçılık vardır. Doğal olarak, ’Help Turkey’i besleyen aklın siyasi hedefi var ise, dışarıdan beklediği yardımın yangınla mücadele ekipmanı olmadığını söyleyebiliriz.
twitter.com/nedretersanel
Yol…
Savaş şekil değiştiriyor…
Yana yana…
‘Berlin in Berlin’: Altılı masayı büyüklerin masasına oturtalım mı?
Türkiye-ABD: Ankara kasislerde yavaşlıyor ama geçiyor…
Türkiye-ABD: Ankara kasislerde yavaşlıyor ama geçiyor…
Lejant…
‘Doğu Yakası’ndan sıra dışı haberler
Moskova-Kiev-İstanbul ve çölde bir yer…
Amerika Rusya’yı mı kuşatıyor yoksa dünya Amerika’yı mı?
Ankara’nın küresel krizlerdeki rolü oyunu artırıyor mu?
Stratejisiz emperyalizm ve İncili Kaftan…
Barışa kaç km var: Muharebe alanının gerçek durumu…
Antalya zirvesi, İsrail ziyareti, Biden telefonu…
‘Alfabenin gizli harfleri’…
III. Cehennem’in kapısında
Sizin ‘ittifakınızı’ yerim ben…
Ukrayna: Canlı canlı parçalanmak…
Türkiye-NATO: 70 uzun yıl…
Olimpiyatların jeopolitiği…
NATO ‘savaş’ derse Ankara ne der…
Sizi gidi ‘Amerikancı illüzyonistler’ sizi…
‘Statü’…
ABD ile Rusya’nın arasına girelim mi, girmeyelim mi?
Kızıl nota…
ABD’ye 4 yıl ömür biçen Profesör; ‘İntikam için geliyorlar’…
Balkanlar’ın garantörü…
Batı’ya ‘bir daha deneyelim’ mi dedik?..
Kazakistan: Pentagon’un virüs laboratuvarları…
Dikişler atıyor: Kazakistan…
‘5’li nükleer açıklama…
‘Türkiye’nin ruhunu arayan adam’ın dış politikası…
‘Yıkılan kule’…
Dünyanın kenarları keskindir…
Ekonomiyi ve seçimleri aştıktan sonra…
‘Bir masaları ve üzerinde Amerikan bayrakları vardı’…
Çarklar Türkiye’ye dönüyor…
‘Soğuk Dağ’…
‘Jenga’…
İsrail-Türkiye: Af yok, zaten tövbe de yok…
BAE-Türkiye: Af yok, tövbe var…
NATO’nun şimdi bize ihtiyacı var: ABD’yle helalleşelim mi?
Açık oyun…
Ne kadar yakından bakarsanız o kadar az görürsünüz…
‘Stratejik Aile’: Türk Devletleri Teşkilatı…
Sümüklü Greta’nın ‘yeşil’ devrimi…
Daha basit nasıl anlatılır ki?..
Çin, Türkiye’yi neden ısırdı?..
Büyükelçiler tamam da küçük elçileri ne yapacağız!..
MOSSAD’a operasyonu ancak Türkiye yapabilirdi…
Seçim manyetiği: Mavi, Kırmızı, Turkuaz!..
Sınıra dayanmış müttefik…
Uzağı görme eksersizleri…
Yin… Yang…
36 42 kuzey, 26 45 doğu…
ABD’ye çok ayıp ediyorsunuz!..
Melodiyi duyuyor musunuz…
‘Beton diplomasisi’, çimento kafalar ve ‘kitap’…
PKK’yı kime emanet edersiniz?..
Amerika gibi davranmak…
Orta Asya’nın ortak kümesi…
Alakasızlar…
‘Küçük Amerikalılar’…
İşkillenmekte haklısınız: Amerikan askerlerini kim öldürdü?
Türkiye’nin seçimi: Afganistan büyük haritayı doğuya çekiyor…
Orta Asya’yı tamamlayalım, inadına Pasifik’e gidelim!
Afganistan’da artık kesin kalmalıyız…
Amerika Afganistan’dan düşerken…
‘Kaderiniz Türkiye’!..
‘Durum’!..
Politik kundakçılar: ‘Help Turkey’ kimden yardım istiyor?..
‘Bataklığın’ anatomisi: Kaosa iniş…
Dış politikada özne ‘atmosferdir’…
‘Sürpriz’…
‘Aklımızda’…
Mumcu, MOSSAD, 28 Şubat, 15 Temmuz…
‘Sonsuz Savaş’ın ‘gölge orduları’…
Amerikan lekesi…
Otobüs durağındaki ıslak belgeler…
Neden Afganistan? Harita öyle istiyor!..
Ölü adamın günlüğü…
‘Stratejik vasiyetname’…
30 dakika…
‘Amerikancı mahfiller’, Erdoğan-Biden buluşmasını doğru anladı mı?
Yama…
Az kullanılan yol…
Arkada çalsın…
İttifakın adını koyalım, yok çünkü…
Türkiye günde kaç adım atmalı?..
Şamar oğlanı…
Filistin füzeleri bizdeki tapınakçıları da vurur mu?
Mutasyonlu NATO, Zafer Takı Generalleri, Türkiye’siz Avrupa…
Birinci bölümün sonu…
Türkiye-Almanya-Fransa: Askerî rahatsızlıklar…
Haziran egzersizleri…
‘Soykırım’ derse.. Demezse…
Karadeniz’de bir yerlerde…
Niko’yu anladık ama bir de Miçotakis var!..
Yeni tip küresel liderlik: Türkiye örneği…
Bildiri ‘Mavi Vatan’a yaradı mı?..
Türkiye bu dengede nerede’: Mönüye bakıyoruz!
Alacakaranlıktan yeniden güneşe: İngiltere-Türkiye…
‘Yol haritası’ değil, ‘Türk Atlası’…
Bizi hiç ilgilendirmeyen konular ya bizimle ilgilenirse…
Piramidin dış açıları…
Türk hasadı…
Gri pusula…
Bir dış politika silahı: ‘insan hakları ve demokrasi’…
Veliaht çıplak!..
İran gambiti…
NATO: Türkiye ‘takım’a dönerken…
Mehmet Ağar: Bu olaylar neticesinde başka siyasi beklentiler var ise, açık söyleyeyim, o olmaz!
Robert Kolej üniversite olsun diye atom reaktörü teklif ettiler!
Çizgiyi bozmayalım…
Esneme hareketlerinin entropisi…
Kendi kendine…
Aleksi Navalni’nin sıradan ama elverişli hayatı…
Prof. Vamık Volkan: Marslılar saldırsa birlik olurduk, virüs saldırınca dağıldık…
Geri sayım: Birinci gün!..
Dijital çete…
İtidal ve kaygı: Küreselcilere Şaman darbesi…
Daha S400’ü hazmedemediler, bir de nükleer silah yaparsanız…
‘Alıklar konfederasyonu’…
Türkiye’nin Washington’a ‘üzerinde düşün’ dediği…
Altın Oran…
Anahtar sizdeyken deliğinden bakar mısınız?..
Eskiz…
Altılı…
Ağır roman…
‘Muhteşem müttefik’…
Ucuz roman…
‘Şeytan Kumaşı’nın terzileri…
Alman savaş gemisinin saldırısı ‘kendimizi Avrupa’da görüyoruz’a cevap mı?..
Yeni reformlar Biden’a ‘hoş geldin’ mi?
Korku taraf değiştiriyor…
İngiliz istihbaratının Ankara ziyareti…
Biden’ı alamet saymak tam bir ‘iç ezikler’ kafası…
‘Yeni Dünya’yı anlamayan ABD Başkanı seçilirse…
Ankara-Bakü ittifakından Rusya mı rahatsız ABD mi?
Nehrin kıyısında bekleyen ülke…
Stratejik Kartlar yükselen güçleri sürükler…
Çok fonksiyonlu denklemler…
Kafkas çemberi: Çıkmaya çalışan yanar...
‘Arada’ bir yerlerde…
Kafkaslar-Ortadoğu-Akdeniz: Kuşatmayı yarma adımları!..
Dünyanın kalpgâhında iki devlet bir millet…
Kim kazandı kim kaybetti...
Kim kazandı kim kaybetti...
Rus-Çin-Türkiye ve ABD-Alman-Japon imparatorlukları...
‘Türkiye’nin hikâyesi’...
Diplomasinin ucundaki süngü...
Çark...
Sahnedekiler,arkasındakiler,suflörler...
Bu sefer kaybetmeyeceğiz çünkü hepsi ‘birden’ çözülecek!
Dengesizlik ihtiyacı...
Biz de İsrail’le anlaşalım mı?
Stüdyolarda ‘Altın Buzağı’ ayinleri...
‘Doğru zaman ve doğru mekân’a giriş: AKDENİZ!..
Mısır-Yunanistan anlaşmasını kimler imzaladı!..
Sessizlikte olup bitenler
Muhalif ‘müttefik’...
Komşudaki düşman...
Ankara eski hesapları kapatıyor...
Dünyanın merkezine seyahat...
Vatiyye’nin perde arkası ve sonrası...
Sessiz Afgan...
Süper lig...
Zamanın ruhunu aşarken...
Ankara’nın başarısı, iç muhalefet kadar dışarının da kof olduğunu görmesidir...
Rusya, Akdeniz’deki varlığı için Türk tarihine meydan okuyor...
Türk-Yunan savaşının ‘matematiği’...
Kaos fihristi birinci bölüm: Alametler...
Daha az mavi, daha çok sarı...
Küresel şehir efsanesi olarak Çin-Rus ittifakı!..
Robot resim...
Amerikan sürüsünün kara kuzuları...
Ortadoğu’nun gizli hazinesi...
Joker!..
Düzensiz hizalanmalar...
Dünya Sağlık Örgütü enfekte mi?..
Sistem entübe...
Şecere...
‘Yeni Düzen’in ilk adayı...
Eylül: Eski düzenin sonbaharı...
Elçi...
Kissinger’la salgın ve dünya düzeni üzerine...
Virüsün ebeveynleri!..
Biz eve kapanacağız, Türkiye değil...
Virüs’ün kontrolü Çin’e geçerken...
Temasla gelen düzen: Yeni Dünya!..
Virüs’ün kontrolü Çin’e geçerken...
Jeopolitik vadeli işlemler...
Temas noktası...
5 Mart...
‘Çekilin’, ‘savaşa hazırız, peki siz hazır mısınız’ demektir...
‘İdlib’ten sonra sıra Amerika’da!..
Turkuaz Nota…
Üçüncü yol...
‘Çekilin’, ‘Savaşa hazırız, Peki siz hazır mısınız’ demektir...